"Ey oğul, insanı yaşat ki, devlet yaşasın"

ŞEHMUZ ALTIN

Demosu olan bir hayatı yaşıyoruz öylesine...

Hayatı Yaşamak, inatlaşmak, İnanmak ve Güvenmek.... İşte bu esaslı mesele...

Yine geldi kaçamaklı düşünceler…

Kim bilir bana ne anlatmaya çalışıyorlar…

Neredeyim, neredesin der gibi sorgular başlıyor…

“Siz bu dizeleri okurken ben çok uzaklarda olacağım.” şeklinde başlar ve “Beni aramayın ve sormayın”diye devam eder bildik elveda mektupları.

Sessizce uzattım küçük parmağımı baktım ve “Hadi” dedim.

Şaşırmış yüzüyle döndü bana “Nereye der” gibiydi. Bilmem dedim ve devam ettim “Bu senin ilk yürüyüş denemen olsun.” Ve başladı bizim yürüyüşümüz.

Gözlerini açtı ve Merhabayla başladı. Susmadı ve susmaya da niyeti yoktu. Konuştu. Sabırsızca sanki bu sabırsızlığın sebebi bayramdı.

“Kış ayında kalan yüreğim ısınmaz oldu. Çiçekler açtı benim güllerim tomurcukta kaldı.” Bu iki cümle sanırım “Gelmek, Gitmek ve Kalmak” ile tasviri zannedersem yeterince yapıyor.

“Ve istedi..

Gitti…

Konuşmadı…”

Hayatımızı anlamlandıran olaylar veya konular vardır. Bu durum göreceli olduğu için yaşanılan ve bırakılan izde kişinin iç dünyasının zenginliğine bağlıdır.

Önceki123456Sonraki
Sayfa 3 / 6